Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'a yönelik yaptığı son açıklamalarda, acil bir anayasa değişikliği gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı. Bu çağrı, iki ülke arasındaki uzun süredir devam eden gerilimlerin yeni bir aşamaya geçtiğinin habercisi niteliğinde. Aliyev, "Zaman kaybetmeye gerek yok" diyerek, Ermenistan'ın iç politikalarını değiştirip yeni bir yol haritası oluşturmasını önerdi. Peki, bu durum diplomatik ilişkileri nasıl etkileyecek? İşte detaylar.
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler, 2020'deki Karabağ Savaşı'nın ardından ciddi bir değişim göstermişti. Bu savaşın ardından taraflar arasında imzalanan ateşkes anlaşması, iki ülke arasındaki sınır anlaşmazlıklarını bir nebze olsun hafifletti. Ancak, bu durum kısa vadede kalıcı bir barış ortamı oluşturmakta yetersiz kaldı. Aliyev, özellikle Ermenistan'ın mevcut anayasa yapısının ülkenin uluslararası ilişkilere ayak uyduramadığını savunuyor. Bu kapsamda, Ermenistan’ın iç politikalarında köklü değişiklikler yapması gerektiği fikrin arkasında, Azerbaycan'ın konumu güçlendirme stratejisinin olduğunu belirtmekte fayda var.
Aliyev’in Ermenistan'a yönelik bu sert uyarısı, sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği üzerinde değil, aynı zamanda bölgedeki diğer aktörler üzerinde de etkili olacak gibi görünüyor. Özellikle, bölgedeki güç dengeleri açısından kritik bir öneme sahip olan bu gelişmeler, Rusya'nın da dahil olduğu diplomatik süreçleri etkileyecektir. Uzmanlar, bu durumun, Ermenistan’ın daha bağımsız bir dış politika izleme kararı almasına yol açabileceğini dile getiriyor. İran ve Batılı ülkelerle olan ilişkilerini tekrar değerlendiren Ermenistan, Aliyev'in çağrısına yanıt vererek iç politikada bir değişim sürecine girebilir. Bu da, Azerbaycan’ın bölgedeki stratejik hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabilir.
Ayrıca, Aliyev’in anayasa çağrısının karşısında duracak olan iç siyasal dinamikler de göz önünde bulundurulmalı. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, son dönemlerde iç politikada yaşadığı zorluklar nedeniyle, bu çağrıyı nasıl karşılayacağına dair pek çok soru işareti taşımakta. Paşinyan hükümeti, hem iç muhalefetle hem de dış dünya ile olan ilişkileri dengelemek zorunda kalabilir. Dolayısıyla, Aliyev’in uyarısı, sadece bir öneri değil, aynı zamanda bir tehdit olarak da görülebilir. Ermenistan yöneticilerinin, Aliyev’in çağrısına nasıl karşılık vereceği; hem iç politikada hem de dış politikada büyük bir belirleyici rol oynayacaktır.
Özetle, Aliyev'in çağrısı, hem Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak için bir fırsat yaratabilir hem de bölgedeki güç dinamiklerinin yeniden şekillenmesine neden olabilir. Ermenistan'ın anayasa değişikliği yapması halinde, bu durum Azerbaycan'ın stratejik hedeflerini ve Ermenistan’ın ulusal güvenlik politikalarını doğrudan etkileyebilir. Hem Ermenistan’ın iç dinamikleri hem de bölgesel güç dengeleri, bu sürecin nasıl ilerleyeceği hakkında önemli ipuçları sunuyor. Şu an için, iki ülke arasındaki bu gerilimli durumun nasıl sonuçlanacağına dair kesin bir şey söylemek zor, ancak Aliyev’in çağrısının, gelecekte önemli dönüşümlerin habercisi olacağı kesin gibi görünüyor.