Toplumun göz ardı ettiği ve sadece geçici bir ihtiyaç olarak gördüğü küçük şeylerin, bazen çok büyük hikâyelerin arkasında gizli olduğuna tanıklık etmek mümkündür. İşte bu da onlardan biri. 17 yıldır ekmek kırıntısı toplayarak yaşayan 54 yaşındaki Ahmet Duran, bu alışkanlığının ardındaki motivasyonu ve hayat felsefesini anlattı. Her gün sabah erkenden sokağa çıkarak ekmek kırıntılarını toplayan Duran, Allah rızası için bu işi yaptığını ve insanların iyiliği için çaba sarf ettiğini belirtiyor.
Ahmet Duran, ekmek kırıntılarını toplarken yalnızca bir destek arama peşinde değil. Onun için bu uğraş, bir yaşam şekli, aynı zamanda insanlık adına bir çığlık. Yıllar öncesine dayanan bu alışkanlık, sadece kendisine değil, yardıma muhtaç insanlara da fayda sağlıyor. "Bu işi yapmam benim için sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi haline geldi," diyen Duran, insanların ekmek kırıntılarını atmasına üzülüyor. "Her zaman 'bir ekmek parçası bile değerli' derim," diyor. Duran, ekmek kırıntılarını topladıktan sonra bunları, çeşitli yardım kuruluşlarına ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Ahmet Duran, bu süreçte birçok zorlukla karşılaşmış. İlk zamanlarda insanların kendisine olumsuz baktıklarını definiyor. "Bazen insanlar bana neden böyle bir şey yaptığımı sorarlardı. Ancak ben Allah rızası için bunu yapıyorum, diyordum," sözleriyle niyetinin merhamet olduğunu ifade ediyor. Duran, yaşadığı semtteki manevi destekle de güç bulduğunu ekliyor. "Mahallede insanlar zamanla beni tanıdılar ve saygı duymaya başladılar. Artık ekmeklerini verirken beni unutmuyorlar," şeklinde konuşuyor.
Ahmet Duran, sadece ekmek kırıntılarını toplamakla kalmıyor. Aynı zamanda bu konuda toplumsal bir farkındalık oluşturmayı da hedefliyor. "İnsanları bu konuda bilinçlendirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Ekmek, bizim için sadece bir gıda maddesi değil, aynı zamanda beraberlik ve dayanışmanın simgesi olmalı," diyor. Uzun yıllardır yaptığı bu işlemle, sadece kendisine değil, çevresine de ilham kaynağı olmayı başarmış biri. Duran, etrafında oluşan bu pozitif etkiyi şu sözlerle özetliyor: "Bir kişinin küçük bir hareketi, büyük bir değişimin başlangıcı olabilir."
Bu sıradışı kişisel hikâye, toplumsal bir bağlayıcılık ve dayanışma mesajı taşıyor. Ahmet Duran'ın hayatı, bireylerin küçük ama anlamlı eylemleriyle dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirebileceğini gösteriyor. "Ekmek kırıntısı toplarken aslında insanlığa dair birçok şey topluyorum," diyor Duran. Bu düşünce, onun sadece kendi hayatında değil, birçok insanın gözünde de saygıyla anılmasına vesile oluyor.
Sonuç itibarıyla, Ahmet Duran’ın 17 yıl boyunca sürdürdüğü bu örnek davranış, sadece bir yaşam mücadelesi değil, beraberinde getirdiği toplumsal bilinç ve yardımlaşmanın önemi ile dolu bir hikâye. "Geleceği birlikte inşa etmeli ve birbirimize destek olmalıyız," diyen Duran, ekmek kırıntıları toplarken aslında herkesin içinde biraz da olsa merhamet olduğunu hatırlatıyor. Onun mücadelesi, insanlık adına atılan küçük ama anlam dolu adım olarak, tüm toplum için örnek teşkil ediyor.