İklim değişikliği, günümüzde en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. Bilim insanları, aktivistler ve dünya genelinde pek çok devlet, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için çeşitli yollar arıyor. Türkiye de bu konuda adım atan ülkeler arasında yer alıyor ve İklim Kanunu ile çevresel hedeflerini belirlemeyi amaçlıyor. Peki, İklim Kanunu neyi içeriyor, yasalaştı mı ve 2025 yılı itibarıyla hangi düzenlemeleri kapsıyor? İşte bu soruların yanıtları.
İklim Kanunu, hükümetlerin iklim değişikliği ile mücadele etmek üzere yaptığı yasal düzenlemeleri kapsayan bir kanundur. Bu tür yasalar, ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma, enerji verimliliğini arttırma ve yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etme gibi hedeflere ulaşması için bir çerçeve sağlar. Türkiye, 2021 yılında İklim Kanunu’nu çıkarma kararı alarak, bu amaçlar doğrultusunda önemli bir adım atmıştır. Kanunun yürürlüğe girmesi, kamuoyunun iklim bilincinin artması ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru atılacak adımları desteklemesi açısından büyük bir fırsat sunmaktadır.
2025 yılı, İklim Kanunu'nun getirdiği yeniliklerin önemli ölçüde yürürlüğe gireceği bir dönem olması açısından dikkat çekiyor. Bu tarihten itibaren, Türkiye’nin sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşabilmesi için bir dizi politika ve uygulama devreye girecek. Bu uygulamalar arasında sanayi, ulaşım, tarım ve enerji sektörlerine yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Hükümet, 2025 itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmayı, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmayı ve karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor.
İklim Kanunu’nun içeriği, Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması çerçevesindeki taahhütlerinden hareketle şekillenmektedir. Bu çerçevede, 2030 yılı itibarıyla sera gazı emisyonlarının 2010 yılı seviyelerine kıyasla önemli ölçüde azaltılması hedefleniyor. 2025'e ulaşacak hedeflerden biri de yeşil dönüşüm projelerinin devreye alınması olacaktır. Söz konusu projeler, sürdürülebilir tarım uygulamaları, enerji verimliliği artırıcı çalışmalar ve karbonsuz enerji üretimi yöntemlerini içerecektir.
İklim Kanunu’nun yasalaşması, çevre ve iklim konularında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ancak, bu sürecin takip edilmesi ve gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesi de ayrı bir önem taşımaktadır. Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelesinde başarının anahtarı, bu yasaların etkili bir şekilde uygulanması ve toplumda iklim bilincinin artırılmasıdır. Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra kamuoyuna duyurulan İklim Kanunu, genel itibarıyla tüm paydaşların katkı sağladığı bir süreç içerisinde oluşturulmuştur.
Sonuç olarak, İklim Kanunu ile birlikte Türkiye, iklim değişikliği ile ilgili sorumluluklarını üstlenme yolunda önemli adımlar atmıştır. Ancak, bu adımların kalıcı ve etkili olabilmesi için toplumsal farkındalığın artırılması ve uygulama süreçlerinin titizlikle takip edilmesi gerekiyor. 2025 yılı, bu anlamda belirleyici bir dönem olacak ve Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması açısından kritik bir eşiği temsil edecektir. İzleyeceğimiz süre zarfında, iklim hareketleri, şirketler ve bireyler olarak herkesin bu süreçte üzerine düşeni yapması gerekmektedir.